Ünlü savaş fotoğrafçısı ve belgesel film yapımcısı Coşkun Aral Uşak Belediyesi’nin düzenlediği bir söyleşide Uşaklılar ile biraraya geldi. Söyleşiye Uşak Belediye Başkanı Nurullah Cahan, Uşak Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Sayın Dalkıran ve bazı protokol üyeleri katıldı. Söyleşide ünlü fotoğrafçıya ilgi büyüktü. Sözlerine “Uşak benim için çok değerli” diyerek başlayan Coşkun Aral önce kendini takdim etti. Siirtli bir ailenin çocuğu olarak 1956 yılının 1 Mayıs günü doğan Aral zor bir coğrafyada ve hayli karışık günlerde geçirdiği çocukluğunu anlattı. Lise döneminde çalışmaya başlayıp okulunu bitirdikten sonra Türkiye’yi keşfetmeye başladığını dile getiren Aral, foto muhabirliğine Gün Gazetesi’nde başladığını söyledi. Gazeteciliğe Günaydın’da devam ettiğini belirten Coşkun Aral, yakın arkadaşı Savaş Ay ile uluslararası alanlarda nasıl çalışmaya başladıklarını da anlattı: “Biz değişik dönemlerde Türkiye’de yaşanmış o korkunç olaylara tanıklık yaptık. Bu olaylara tanıklık yaparken bu olayların sırf bize ait olmadığını dünyanın her tarafında olabileceğini buna ilişkin de halkımızın doğru bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüp uluslararası alanda çalışmalara başladık.”
Coşkun Aral Türkiye’de karşılaştıkları en korkunç olayın ‘Kanlı 1 Mayıs’ olarak da bilinen 1 Mayıs 1977 Taksim olayları olduğunu ifade etti. 34 kişinin hayatını kaybettiği ve 136 kişinin de yaralanması ile sonuçlanan olay ile ilgili haberciliğinin kendisini dünyada ilk kez tanınır hale getirdiğini söyleyen Aral, şöyle devam etti; “1 Mayıstan itibaren yurtdışında çok değerli bir meslektaşım, abim Gökşin Sipahioğlu‘nun kurduğu Sipa Press Ajansı’nın Türkiye muhabiri oldum. Türkiye’de gündüzleri ‘Kadınca’ dergisinde rahmetli Duygu Asena ile beraber çalışıyordum. Ardından geceleri 24 saat nerdeyse Türkiye’de gazetecilik yapıyorduk. Bu olaylar 1980 yılına kadar getirdi beni.”
1980’de 12 Eylül darbesine bizzat tanık olduğunu belirten ünlü savaş muhabiri, darbeden bir ay sonra dünya tarihinde ilk ve tek olarak yaşadığı bir olayı izleyiciler ile paylaştı. “Bir uçak kaçırıldı. İstanbul’dan Ankara’ya gitmek üzere olan uçak kaçırıldı. O uçağın korsanlarıyla röportaj falan yaptım. Bu röportajı yaptım diye bir hafta Diyarbakır cezaevinde tutuldum orada bayağı hırpalandım. Türkiye’de malum seksen yılı. O yılda beynimde bir damar şişmesi olduğunu öğrendim ama hissetmemişim.” dedi.
“Savaşı bilmeyen barışı getiremez”
1980’den itibaren görmediği tek savaşın Çeçenistan’da yaşandığını dile getiren Coşkun Aral konuşmasında Asya’dan, Ortadoğu’ya, Afrika’dan Uzak Asya’ya kadar çıkarılan savaşların sebeplerini de sorguladı. Aral, “Savaş niye çıkarılıyor? Ekonomik gerekçesi var. Kuzey Irak’ta da savaş var. Ama mezhep üzerine Ruanda’da da savaş vardı. Ten rengi üzerinden değil, sadece dağlık kesimde yaşayanlar ile ormanlık kesimde yaşayanlar arasında çıkarılıyor. Savaşı bilmeyen, barışı getiremez. Filipinler’de 1980’li yıllarda (Ferdinand) Marcos döneminde, Müslümanların o bölgede özgürlük mücadelesine tanık oldum. Liderleri vardı Haşim Selamet. Filipinler de nüfus olarak bize benziyor. Ne yazık ki dünyada altını çıkartan yerler bunlar. Cıvayla çıkarıldığı için yüzlerce insan hayatını kaybediyor. Tüm bu coğrafyalarda insanların bu yoksulluğun niye kaderleri olduğunu, gittiğiniz zaman anlıyorsunuz” diye konuştu.
Gittiği ülkelerde kültür ve yaşayış farklılıklarından dolayı çok ilginç durumlarla karşılaştığını anlatan ünlü belgeselci maymundan fareye pek çok değişik hayvan yemek zorunda kaldığını ifade etti. Seyircilerden gelen tepkilere karşılık olarak da, “O yenmez bu yenmez demiyorsun. Çünkü insanoğlu gariptir. Ben mesela tuzsuzluk yüzünden ölüyordum. Nasıl hayatta kaldım biliyor musunuz? Bir tane boru getirdiler, bir tane ineğin yanına götürdüler kamışı ineğin atar damarına sapladılar kanını içtim. Çünkü beyin şeker isterken kalp tuz istiyor. Bu ikisi de kanda vardı. Mineraller beni yaşattı.” dedi.
İzleyici sorularını da yanıtlayan Coşkun Aral gelecek yıl yeniden Uşak’ı ziyaret etmek istediğini söyleyerek söyleşiyi sonlandırdı.
Haber: Şükran ÖZMEN, Aydan SAYGIN Fotoğraflar: Yusuf YILDIZ