Anasayfa / Haberler / Kültür Sanat / Rüzgâra Fısıldandı Yine Dizeleri

Rüzgâra Fısıldandı Yine Dizeleri

Orhan Veli Kanık 101. Doğum Gününde Rüzgâra Fısıldanan Dizeleriyle Anılıyor

“Ben ki her nisan bir yaş daha genç,

Her bahar biraz daha aşığım;”

13 Nisan 2015… Baharın güzel bir günü, biraz buruk biraz neşeli. Orhan Veli’nin şiiri gibi. Bugün hepimizin dilinde Orhan Veli’den dizeler, kimimiz ıslık çalıyor kimimiz fısıldıyor. Rüzgar alıp taşıyor şiirin tınılarını…

Garip akımının kurucusu, Melih Cevdet ve Oktay Rifat’ın dostu; Türkçenin en güzel dizeleri, şehrin en güzel betimi… 36 yıllık kısa yaşamından geriye ölümsüz dizeler bırakan şair, hikâyesini de kendi sözleriyle anlatır.

Ben Orhan Veli
1914’te doğdum. 
1 yaşında kurbağadan korktum. 
2 yaşında gurbete çıktım.
7’sinde mektebe başladım
9 yaşında okumaya, 
10 yaşında yazmaya merak sardım. 
13’te Oktay Rıfat’ı, 
16’da Melih Cevdet’i tanıdım. 
17 yaşında bara gittim. 
18’de rakıya başladım ve şarkı söylemesini çok sevdim. 
19 yaşından sonra avarelik devrim başlar. 
20 yaşından sonra da para kazanmasını ve sefalet çekmesini öğrendim. 
25’te başımdan bir otomobil kazası geçti. 
Çok aşık oldum, hiç evlenmedim.
Ben Orhan Veli…

Şiirlerinde kısa ve basit bir biçimi, yalın halk dilini en güzel şekilde kullanır. Gündelik sözler, espriler ve gündelik yaşantılar üzerinedir şiiri. Şairanelikten uzak, benzetmelerden ve kalıplardan arınmış yalın bir dille bezer şiirlerini. Belki de bundandır hepimiz kendimizden bir şeyler buluyoruz.

Gün doğmadan,
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
İçinde bir iş görmenin saadeti,
Gideceksin
Gideceksin ırıpların çalkantısında.
Balıklar çıkacak yoluna, karşıcı;
Sevineceksin.
Ağları silkeledikce
Deniz gelecek eline pul pul;
Ruhları sustuğu vakit martıların,
Kayalıklardaki mezarlarında,
Birden
Bir kıyamettir kopacak ufuklarda.
Denizkızları mı dersin, kuşlar mı dersin;
Bayramlar seyranlar mı dersin,
Şenlikler cümbüşler mi?
Gelin alayları, teller, duvaklar,
Donanmalar mı?
Heeey
Ne duruyorsun be, at kendini denize:
Geride bekliyenin varmış, aldırma;
Görmüyor musun, Her yanda hürriyet;
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere…

Orhan veli şiirlerinde ekmeği, denizi, en yalın, sokaktaki haliyle şiire taşıdı. Fırından yeni çıkmış ekmeğin o güzel kokusu gibidir şiiri.

Beni bu güzel havalar mahvetti, 
Böyle havada istifa ettim 
Evkaftaki memuriyetimden. 
Tütüne böyle havada alıştım, 
Böyle havada aşık oldum; 
Eve ekmekle tuz götürmeyi 
Böyle havalarda unuttum; 
Şiir yazma hastalığım 
Hep böyle havalarda nüksetti; 
Beni bu güzel havalar mahvetti.

Henüz 36 yaşındayken hayata veda eden Orhan Veli her baharda esen rüzgârda anılacak, ölümsüz dizeleri her dem kulağımızda kalacak. Ölümsüzlüğün dizeleri kimi zaman duygulandırır, kimi zaman efkârlandırır, neşelendirir kimi zaman… Hüzünlendirir kimi zaman bizi.

İyi ki doğmuş Orhan Veli… Dizeleriyle kutluyoruz doğum gününü…

Küçüktüm, küçücüktüm,
Oltayı attım denize;
Bir üşüşüverdi balıklar,
Denizi gördüm.

Bir uçurtma yaptım, telli duvaklı;
Kuyruğu ebemkuşağı renginde;
Bir salıverdim gökyüzüne;
Gökyüzünü gördüm.

Büyüdüm, işsiz kaldım, aç kaldım;
Para kazanmak gerekti;
Girdim insanların içine,
İnsanları gördüm.

Ne yardan geçerim, ne serden;
Ne denizden, ne gökyüzünden ama…
Bırakmıyor son gördüğüm,
Bırakmıyor geçim derdi.

Oymuş, diyorum, zavallı şairin
Görüp göreceği…

ORHANVELI2

Orhan Veli Kanık (13 Nisan 1914 – 14 Kasım 1950)

Orhan Veli 1914 yılında İstanbul’da doğdu. Lise yıllarında edebiyata ilgi duydu. Babasının görevi nedeniyle lise eğitimini Ankara’da tamamladı. Lise yıllarında Ahmet Hamdi Tanpınar’ın öğrencisi oldu. O yıllarda Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat ile tanıştı. Orhan Veli, PTT Genel Müdürlüğü Telgraf İşleri Reisliği Milletlerarası Nizamlar Bürosu’nda memurluk yaptı. Askerliği bitirmesinin ardından döndüğü Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu’nda çalıştı.

Hasan Ali Yücel’in Milli Eğitim Bakanlığı görevinden ayrılmasının ardından bakanlıktaki görevinden istifa etti. 1948 yılında Bedri Rahmi EyüboğluAbidin DinoNecati CumalıSabahattin EyüboğluOktay Rifat ve Melih Cevdet’in de aralarında bulunduğu arkadaşlarıyla birlikte bir edebiyat dergisi çıkarmaya karar verdiler. Masraflarını Mahmut Dikerdem’in karşıladığı ve 15 günde bir yayımlanacak olan “Yaprak”ın ilk sayısı 1 Ocak 1949’da çıktı. Cahit Sıtkı TarancıSait Faik AbasıyanıkFazıl Hüsnü DağlarcaCahit Külebi gibi yazar ve şairlerin yazdığı Yaprak dergisi, 1 Haziran 1950’ye kadar 28 sayı yayımlandı.

Orhan Veli, “Yaprak”ın kapanmasının ardından İstanbul’a döndü. 10 Kasım 1950’de bir haftalığına geldiği Ankara’da geçirdiği kazada başından yaralandı. İstanbul’a dönen şair 14 kasım günü fenalaştı ve hastaneye kaldırıldı. Rahatsızlığının nedeni anlaşılamadı, aynı gece hastanede hayata veda etti.

 

Göz Atın...

İşaret Diliyle Ali Yazdı Veli Bozdu!

Uşak’ın en eski ilkokullarından biri olan Bir Eylül İlkokulu 4-f sınıfı, "İşaret Dilimizin Zenginlikleri" adlı bir proje hazırladı. Sınıf öğretmeni Dr. İlker Akgül’ün öncülüğünde başlayan proje ile işitme engelliler için farkındalık oluşturmak amaçlandı. Projede, söz ve müziği merhum büyük sanatçı Barış Manço’ya ait "Ali Yazar, Veli Bozar" şarkısı işaret diline çevrildi.