Dünyanın şahit olduğu en büyük utanç kaynaklarından biri olan Karabağ’daki Hocalı Katliamı, çeşitli etkinliklerle anılıyor. Özellikle Türk coğrafyasında unutulmaması gereken bu katliam, geçmiş yüzyılın sonunda yaşanmış gerçek bir “soykırım” olması nedeniyle de büyük önem taşıyor. Uşak Üniversitesi Azerbaycan Kültürünü Tanıtma Topluluğu’nun daveti üzerine Uşak’a gelen Prof. Dr. İbrahim Öztek de “Hocalı Soykırımı” ile ilgili konuştu. Mustafa Kemal Paşa Anfisi’nde gençler ile buluşan Öztek, sözlerine özellikle son iki yüz yıl içinde Türkler’e yönelik soykırımlardan bahsederek başladı.
Türk Dünyası Kan Ağlıyor
Balkanlar ve Kafkaslar’da tam beş milyon soydaşımızın soykırıma maruz kaldığının altını çizen Öztek “Dünyada en çok soykırıma uğrayan millet Türklerdir. Bu alev alev yanan bütün bu coğrafyada, Balkanlar’dan Sibirya’nın tepesine ve de Uygur devletinin bulunduğu bölgede bu alevler halen yanmakta ve soykırım devam etmekte” dedi.
93 Harbi (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) sonunda Balkanlar ve Kafkaslar ile birlikte Osmanlı’nın itibarını da kaybettiğini vurgulayan Profesör Öztek, 1989 ve 1992 yıllarında Avrupa’nın göbeğinde Bulgaristan’da ve Bosna Hersek’te yaşanan soykırımlardan, Cevher Dudayev’in özgürlük mücadelesine, Kırım Tatar Türkleri’nden Ahıska Türkleri ile Doğu Türkistan ve Türkmeneli bölgelerindeki Türklerin yaşadığı sıkıntılara kadar pek çok konuda önemli hatırlatmalar yaptı.
“Karabağ ve Azerbaycan’ı hep Türkler yönetmiştir!”
1992 yılının 26 Şubat gecesinde Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde yer alan Hocalı kasabasında yaşanan insanlık ayıbına gelmeden önce bölgenin tarihi geçmişi ile ilgili bilgiler veren İbrahim Öztek, “10. Yüzyılda Asya’dan gelen Türk kavimleri, Moğollar, daha sonra da Büyük Selçuk İmparatorluğu, Anadolu Selçuk Devleti, Akkoyunlar–Karakoyunlar bu coğrafyada yurt edindiler. 16. ve 17. yüzyılda Asya’da Azerbaycan toprakları Osmanlı ve Safavi hanedanları arasında zaman zaman el değiştirdi. Sonuç itibarı ile 6 bin yıl bu bölge, Türk bölgesidir. Bizans ve Yahudi tarihçilerine göre Ermeniler, Türk tarihinin kıyısından köşesinden kendilerine tarih uydurmaya kalkmışlardır. Ve burada İlk Oğuz Türk beyliği, Arşah Türkleridir. Ve buradaki Ermeni Kilisesi’ni kuran da Arşahlılardır” diye konuştu.
Konuşması sırasında Türk hükümetlerinin izlediği göç politikasını da dolaylı yoldan eleştiren Öztek, “İstanbul’da çalışan yaklaşık 40 bin Ermeni Hanım Türk çocuklarına dadılık ediyor. Yılda kazandıkları en az 3 milyar Dolar’dır. Bu paralar, Ermenistan’ın ekonomisini kalkındırmaya yarayan büyük bir meblağdır” dedi.
Öztek, 1805’te bu bölgeye taşınarak yurt edinmeye çalışan Ermenilerin %5 olan mevcudiyetinin 20. yüzyılın sonunda %70’lere kadar çıktığını belirterek, “Azerbaycan toprakları ise giderek bir kısmı Dağıstan’a, bir kısmı Ermenistan’a, Gürcistan’a ve İran’a verilerek ileri derecede küçültülmüştür” ifadesini kullandı.
Hınçak ve Taşnak çetelerin faaliyetleri ile Osmanlı’nınson döneminde başlayan Türk aleyhtarı faaliyetler ile birlikte 1910’dan 1922’ye kadar Anadolu’da katlettikleri insan sayısının 523 bini bulduğunu hatırlatan İbrahim Öztek, 1917 yılında Azerbaycan’da yaşanan katliamı ise şöyle anlattı;
“Bu katliamların sonucunda öldürülenler 40 bindir. 1918’in 30 Mart gününde yalnızca Bakü’de 17 bin soydaşımız katledildi. Bunun üzerine Kafkas İslam Ordusu kuruldu. Karabağ’daki Hocalı gelişmeleri 1919 yılında başlıyor. Önce şehirlerde bir takım çatışmalar başladı. Daha sonra büyük çatışmalara dönüştü. Moskova tarafından kontrol altına alındı”.
Hocalı Soykırımı Nasıl İşlendi?
Konuşmasının son bölümünde Hocalı Soykırımı’nın nasıl gerçekleştiğini de ayrıntıları ile anlatan Öztek şöyle devam etti;
“1991 yılında özerklik statüsü kaldırıldı. Karabağ’da Ermenilerin Ruslardan aldıkları silahlarla biraz daha güçlenerek bölgeye iki yıla yakın muhasara arttı. Ve sonunda Rus birlikleriyle Ermeniler Azerbaycan’ın Hocalı şehrine giriyorlar. Ve o gün 600 kişi katlediliyor. Diri diri insanların kafa derileri yüzülüyor. Bacakları kolları kesiliyor. Çocukların gözü önünde anaları katlediliyor. Cesetlerin çoğu yakılıyor. Hamile kadınlara yapmadıkları işkence kalmıyor. Daha sonra devlet başkanları olmuşlar ve bizlerde onlarla aynı masaya oturmuş anlaşmışız. 11 bin insan yaşıyordu ve kimse kalmadı. Olay 4 gün sonra duyuldu. Dünyada ve Azerbaycan’da çok büyük infialler uyandı. Ve bu caniler hiçbir ceza almadı. Birleşmiş Milletler ve insan hakları kurallarına göre bu bir soykırımdı ve bu soykırımı işleyenlerin cezasız kalmaması gerekirdi. Ama bu bir Hristiyan ülkesinde olmuş olsaydı, bütün Avrupa, bütün Dünya ayağa kalkardı. Ama burası Müslüman bir ülke olduğu için, herkes gözünü yumdu. Bir milyon insan tehcire uğradı.”
Haber: Ceren Akkuş – Fotoğraflar: Tarık Kara