Türk sinema ve tiyatrosunun ünlü oyuncu ve yönetmenlerinden Levent Kırca tedavi gördüğü Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim Araştırma Hastanesi’nde hayata gözlerini yumdu. Karaciğer kanserine yakalanan usta oyuncu, 12 Ekim 2015′te bu hastalığa yenik düşerek 67 yaşında hayatını kaybetti.
28 Eylül 1948 yılında dünyaya gelen sanatçı, sahnelere ilk kez Ankara Devlet Tiyatrosu’nda 1964 yılında adım attı. Kırca, Ankara Birlik Tiyatrosu ve Halk Oyuncuları’nda çalıştı. Nasreddin Hoca Oyun Treni, Siz Olsaydınız Ne Yapardınız, Bu Oyun Nasıl Oynanmalı, Sağlık Olsun, Ne Olur Ne Olmaz gibi televizyon dizilerinin yapımcılığını üstlendi.
1978′de Altınşehir adlı filmle sinemaya geçti. Ne Olacak Şimdi ve Mavi Muammer adlı filmlerde oynadı. Hodri Meydan Topluluğu adlı Tiyatro Grubu’nu kurdu. Eski eşi Oya Başar ile birlikte Güzel ve Çirkin ve Sefiller adlı oyunları sergiledi. Üç Baba Hasan, Kadıncıklar adlı oyunları sergiledi. 1988′de başlayıp 22 yıl süren Olacak O Kadar adlı televizyon programını hazırladı. İlk sinema yönetmenlik denemesini Son adlı filmle yaptı. Daha sonra Şeytan Bunun Neresinde adlı filmi yönetti. 1998 yılında Kültür Bakanlığınca verilen Devlet Sanatçısı unvanını aldı. Saint Petersburg Bal Mumu Heykelleri Müzesi’nde heykeli olan nadir Türk sanatçılardan biri olan Kırca, plastik makyaj ile gerçekleştirdiği tiplemelerle unutulmaz skeçlere imza attı.
1998 yılında almış olduğu Devlet Sanatçısı unvanı Nisan 2015′te geri alınan Kırca, ömrünü adadığı tiyatroyu şu sözlerle tanımlıyor: “Tiyatro hayatın bir parçasıdır. İnsanların nefes almasını sağlayan bir sanat dalıdır. Eğitici ve öğreticidir”.
Kırca’nın sevenleriyle son buluşması, geçtiğimiz haftalarda Bodrum Türk Filmleri Haftası kapsamında Yaşam Boyu Onur Ödülü aldığı törende 41 yıllık sanat hayatını özetlediği bir mektup ile oldu. Yaşam Boyu Onur Ödülü’nün yaşamda yapılanların, varlığın ya da amacın topyekün mükâfatlandırılması olduğunu dile getiren usta sanatçı, sözlerini şu sözlerle tamamladı: “Dik durun. Adil olun, sabırlı olun, enerjinizin sirayet etmesine müsaade edin. Daha iyi bir dünyada görüşmek ümidiyle. Atatürk’le kalın, Cumhuriyet’le kalın, hoşçakalın”.