Türk Tarihçi ve Türk Tarih Kurumu “Şeref Üyeleri’nden Prof Dr. İlber Ortaylı, Uşak Üniversitesi 2019-2020 Akademik yılı açılış törenine katıldı. Programa, Uşak protokolünün yanı sıra akademisyenler ve binlerce öğrenci katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş, Türk Ordusu’nun Suriye’nin kuzeyinde yürüttüğü Barış Pınarı Harekâtı’nda şehit düşen askerlerimiz için üzüntüsünü ifade ederken , Türk Silahlı Kuvvetlerine de başarılar diledi.
Savaş, “Memleketimizin bütünlüğü için sınır ötesinde bizim rahat bir şekilde yaşamamız için mücadele eden Türk Ordumuza başarılar diliyorum. Orada ve yurdumuzun diğer yerlerinde vatanı için toprağa düşmüş şehitlerimizi de rahmetle anıyorum” dedi.
Yoğun katılımın izdihama dönüştüğü açılış dersi için kürsüye gelen Prof. Dr. İlber Ortaylı, yarım asır önce Uşak ile ilgili yaşadığı bir anısını anlattı. Ortaylı şöyle konuştu; “Bundan senelerce önce, 1962’de, hususi bir yoldan İzmir’den, sonra Uşak’tan geçtiğimizde, burada bir üniversite olacağını düşünmek mümkün değildi. Sadece bu bölgelerde yaşayan, okuyan gençlerin, bu bölgenin kültürüne ne kadar yabancı olduğunu takip ettik. Gezi grubumuzun başında arkeologlarımız vardı. Soruyu sonradan sorduğumuz kişi de Rahmetli Ekrem Akurgal’dı ve bu benim için bir rüyadır”.
Konuşması zaman zaman salona giremeyen öğrencilerin protestoları ile kesilen Ortaylı, Türkiye’deki eğitim sitemi ile ilgili eleştirilerini de ardı arkasına sıraladı.
“Elli kişiyi arkeoloji bölümüne almanın mantığı yoktur. Beş kişi on kişi alınır. Efendim bu ne lüks demeyin ilim zaten lükstür.” diyen ünlü tarihçi “Bazı dallarda yüz kişi okuyabilir, ama bazı dallarda bir seminer masasının etrafında oturacak kadar öğrenci yetiştirilir. Ben her yerde üniversite açılmasına karşıyım. Ama burada (Uşak’ta) açılması o kategoriye girmiyor“ dedi.
Ortaylı, arkeolojinin Uşak için çok önemli olduğunu ve Uşak Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nün kapanmasına karşı olduğunu belirterek üniversite yönetimine mesaj verirken, üniversitelerin sağlayacağı faydaların ne denli önemli olabileceğini şöyle anlattı;
“Bir toplum istediği kadar zengin istediği kadar güçlü olsun eğer üniversitenin getireceği faaliyetlerden ve bilgi birikiminden uzakta kalıyorsa hüsrana mahkûmdur. Maalesef Türkiye ikinci gruba dâhil değilse de bu düşünceyle buraya yuvarlanabilir.”
Ortaylı, konuşmasının son bölümlerinde ise gençlerin dil öğrenmelerinin önemine vurgu yaparken, “Bizim geldiğimiz ülke, İran’dır. İran, büyük bir medeniyettir. Böyle bir üniversite gençlerin kesintisiz bir şekilde Arapça, Farsça, Eski Yunan, Latince ve hatta Ermenice gibi dalların okutulması gerekiyordu. Bu fevkalâde önemliydi. Ve modern dillerde İtalyancaya önem verilmelidir.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Program, teşekkür plâketinin Prof. Dr. İlber Ortaylı’ ya takdim edilmesi ile sona erdi.
Haber: Ebru Altıntas
Fotoğraf: Sungur Kaan Hakverdioğlu