1974 yılında Malatya’da doğan ama çocukluğu Samsun’da geçen Keleş, lise son sınıfa kadar havacılıkla ilgili hiçbir faaliyette bulunmadığını söylerken, girdiği üniversite sınavında sağladığı başarıdan dolayı Hava Harp Okulu seçmelerine çağırılması ile birlikte havacılıkla tanıştığını belirtti. Ancak sağlık kontrolü sırasında, sinüzit rahatsızlığı nedeniyle elendiğini belirten Keleş, iyileştikten sonra tekrar Hava Harp Okuluna girdiğini anlattı.
“SOLOTÜRK’ün kuruluşu çok sancılı oldu”
SOLOTÜRK’ün kuruluş dönemini anlatan Pilot Keleş çok zorlu bir süreçten geçtiğini şöyle anlattı: “Solotürk’ün kuruluş dönemi çok sancılı oldu. Çok dirençle karşılaştım. Bunun için bir eğitim süreci geçirmemiz gerekiyordu. Çünkü alçak irtifada ve gösteri amaçlı yüksek performanslı bir uçakla hareketler yapacağız. Bunu emniyetle yapabilmek için birilerinden eğitim almamız gerekiyordu. Gösteri ve şov işi olduğu için bize özgü tamamen bizim ürünümüz olan bir gösteri oluşturmalıyız düşüncesi hakimdi bende. Bu amaçla komutanlarımı ikna etmeye çalıştım. O dönemde öğretmen pilot seviyesinde idim. Bir okulda eğitim verebilmek için öğretmene, öğrenciye ve eğitim dokümanına ihtiyacım vardı. Öğrenci olarak ben gönüllüydüm. Kendi öğretmenliğimi de yapabileceğimin inancındaydım. Eğitim dokümanını da hazırlamıştım zaten. Dolayısıyla bunun altında kalkabilirsizi ikna etme süreci 1 yıldan fazla sürdü. En son 2009 yılının Aralık ayına kabul gördü. Sonrasında Solotürkü’ün (o sıralar adı hala Solotürk değil) Fatih Batmaz ve Yalın Ahbab yüzbaşılarla birlikte Ankara’da 141. filo komutanlığında görevlendirildik.”
SOLOTÜRK’ün Markalaşma Çalışmaları
O dönemde SOLOTÜRK’ün Türk Yıldızları ile ayrışması gerektiğini düşündüklerini ve bu yönde de ciddi bir çalışmaya başlattıklarını söyleyen Keleş, “O zaman çalıştığımız Murat Dorkip’in ‘kımızı beyaz boyadığımız bir uçakla Türk Yıldızları’ndan ayrışamayız’ düşüncesi vardı. Dolayısıyla farklı bir renkte farklı bir tasarımla çıkmamız, yeni bir algı oluşturmamız ve bunu yeni bir marka olarak çıkartmamız gerekiyor fikrini bize aşıladı. Solotürk ismini de yaptığımız bir anket sonucundu karar verdik. 2010 yılının başından itibaren Solotürk ismi kullanılmaya başlandı. Çalışmalarımıza Fatih Batmaz ile birlikte uçarak başladık. Ben hem öğrenci hem öğretmen, Batmaz da gözetmen olarak arkamdan uçuyordu. Benim eğitimim 4 ay kadar sürdü. Ben bitirdikten sonra da Fatih’in eğitimini ben öğretmen olarak yaptım ve 2 tane gösteri pilotu gösteriye hazır hale geldi. İlk gösterimizi yeni bir marka olabilmek için bir devlet töreni ile olması gerektiğini söyledik. 2011’in 15 Nisan’ın da bir devlet töreni ile Solotürk’ün ilk lansman uçuşunu yaptık. İlk gösterilerimizi 19 Mayıs’ta Samsun’da ikincisi ve en büyüğü Avrupa da ki en büyük gösterisi oldu. 2 günde 200.000 katılımcı geldi. Yirmiden fazla gösteri ekibi ve gösteri uçağı uçtu. İlk yurt dışı gösterimiz İngiltere’de Royal International Air Tattoo (RIAT) o dönem 2011 de katılanlar arasında en iyi gösteri ekibi seçilerek “The King Hussein Memorial Sword” ödülünü kazandık. Ödülümüz şuan Ankara Hava Müzesi’nde sergileniyor” diye konuştu.
“İyi Bir Havacı Her Meslekte Başarı Sağlayabilir”
“İyi bir havacı her türlü meslekte başarı sağlayabilir. İyi bir havacı iyi bir planlayıcıdır” diyen Murat Keleş şöyle devam etti:
Havacılık bir ekip işidir. Pilotluğun birçok alt dalı vardır. SOLOTÜRK ekibi ilk başta üç kişiyken sonrasında 15 kişilik bir ekip olarak devam ettik. Ben tek başına bir f16 pilotuyum ama tek başıma uçamam. Mutlaka bir ekiple çalışmak gerekiyor.”
F16 Pilotu Keleş GiTMEDYA’ya Konuştu
Söyleşinin ardından Sivil Havacılık Meslek Yüksekokulu öğretim elemanları tarafından Murat KELEŞ’e plaket ve çeşitli hediyeler takdim edildi. Sahnede yüksekokul öğrencileri ile bol bol hatıra fotoğrafı çektiren Keleş daha sonra GiTMEDYA’nın sorularını yanıtladı.
Keleş, Türk Yıldızları ile SOLOTÜRK arasındaki farkı “İkisi de Türk Hava Kuvvetleri’ni temsil eden gösteri ekipleri ama yaptıkları gösteri itibarı ile SOLOTÜRK Türk Hava Kuvvetlerinin tek uçakla gücünü temsil ediyor. Türk yıldızları ise çoklu uçakla Türk Hava Kuvvetlerinin birlikte nasıl işler başarabileceğini ekip olarak neler yapabileceğini temsil ediyor. Özünde her ikisi de Türk Hava Kuvvetlerinin değerli gösteri ekipleri” sözleri ile açıkladı.
2011 yılı sonunda gösteri ekibindeki kurucu liderlik görevini tamamlayarak TAI’de F16 test pilotu olarak göreve başlayan Murat Keleş, Kanada’da aldığı test pilotluğu eğitimini müteakip ilk milli gösteri uçağı olan Hürkuş ile test uçuşları yaptığını hatırlattı.
”Benim için çok değerli bir süreçti” diyen Keleş, “2013 – 2016 yılları arasında çok uzun yıllar sonra tekrar Avrupa sivil havacılık otoritesine bizim uçak yapabildiğimizi ve bunun sertifikasyon testlerini tamamlayıp tescili hak kazanabileceğimizi gösterdik. Bu süreçte biz de bir test pilotluğu üzerine eğitim aldık. Bu eğitim sayesinde de bu uçuşları tamamlayabildik. Benim kariyerimde çok değerli çok kıymetli bir anı olarak kalacak” dedi.
Hürkuş’un yapım sürecine ilişkin soruları da yanıtlayan Pilot Keleş, tasarımın tamamen Türk gençlerine ait olduğunu vurguladı. Türkiye’de hala üretimi yapılamayan bazı önemli parçalar (motor, kanopi sistemi, atlama sistemi vb.) olduğuna da dikkat çeken deneyimli akrobasi pilotu, “mecburen yurt dışından destek almak durumunda kaldık. Ama bunların birleştirilip uçak haline getirilmesi tamamen bizim arkadaşlarımızın emeği sayesinde oldu” diye konuştu.
Uçuşlara hazırlık süreçlerine de değinen Murat Keleş, “Yaptığım uçuşlar eğitim uçuşları üzerine. Öncelikle öğrencinin hangi uçuşu yapacağını o uçuşta neler öğretmemiz gerektiğini ya da ondan neler beklemem gerektiği ile ilgili dokümanlardan kontrol ediyorum. Gerekirse ona ödevler veriyorum hazırlanabilmesi için. Sonrasında da brifingimizi yapıp uçuşta neler bekleyeceğimizi bunları ne şekilde yapmamız gerektiğini anlatıyoruz. Uçuşta bunları tecrübe etme şansımız oluyor. Uçtuktan sonra da bunları ne seviyede yapabildik? Başarılı mıydık? İstediğimiz eğitim seviyesine ulaşabildik mi? Bunları değerlendiriyoruz” dedi.
Haber: Şehriban KALDAN
Fotoğraf: GiTMEDYA Haber Merkezi