Behzat Ç.’nin yaratıcısı, yazar ve senarist Emrah Serbes, hafta sonu Uşak’ta bir kitabevinin açılışında söyleşi ve imza günü düzenleyerek sevenleriyle buluştu. 2006 yılında kaleme aldığı ve sonradan “Behzat Ç.” dizisine uyarlanan “Her Temas İz Bırakır” adlı romanı ile adını duyuran genç yazar, okurları ile samimi bir ortamda sohbet edip soruları yanıtladı.
2011 yılında vizyona giren “Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm” filminin senaristliğini de yapan Serbes, Uşak’taki imza gününde Türkiye’de adeta tekel durumuna gelen kitap mağazalarını hedef tahtasına yerleştirdi. Türkiye’yi gezerek okurları ile buluştuğunu anlatan Serbes, edebiyatın ticarileştirilmiş bir metaya dönüştürülmesine isyan etti. Tekelleşmeye dikkat çeken Serbes, “Ülkede bütün bağımsız kitapçıları gezmeye çalışıyorum. Dün Denizli’deydik, ondan önceki hafta Samsun’daydık, bu gün Uşak’tayız. Ve Türkiye’de nerede bağımsız kitapçı varsa bu can bu bedenden çıkmadıkça Emrah Serbes bütün bağımsız kitapçıları gezecek. Bir sebebi var. Sebebi de şu; maalesef bu ülkede edebiyata, edebiyat piyasası diyen adamlar var. Bunlar zincir kitapçılar kurmuşlar, internette kendileri kurmuşlar. Sadece kitaplarını oradan satıyorlar. Satıyorlar kitapları. Kitap satılmaz, kitap okunur. Biz her zaman kitapçıya gideriz kitapçıdan kitap alırız, kitapçı sosyal bir ortamdır, orada biriyle tanışırız, onla arkadaş oluruz başka bir şeyler olur sonra. Bunu mutlaka çözmek lazım” diye konuştu.
Okurlarına kitapçılara gitmelerini tavsiye eden genç yazar, tekellerin kitapları yüzde 60’a kadar indirimli aldıklarını, ancak kitapevlerinin böyle bir gücünün olmadığını belirterek “eğer bir gün benim kitabımı almayı düşünürseniz kitapçılardan alın” dedi.
İmza gününe katılan okurlarının sorularını da yanıtlayan Serbes, Behzat Ç.’nin roman olarak devam edeceğini müjdeledi. Serbes, Türkiye’de kitap okuma oranının düşük olmasından yakınan okuruna ise umutsuz olmamasını salık verdi. “Bir insanın kitap okuması bile yeter bazen. Bir yazarın bir cümlesi bir insanın hayatını değiştirebilir” diye konuşan Yazar Serbes, “Ben gerçekten okumayı sevdiğiniz için burada olduğunuzu düşünüyorum. Burası bir kitabevi ve o yüzden yeterli okurumuz var hiç bir zaman o konuda olumsuzluğa kapılmayın” dedi.
Eserlerinin yeraltı edebiyat akımı olarak ifade edildiğini ve eleştirildiğini belirten Emrah Serbes, söyleşisini “Hiç bir zaman, mesela bana diyorlar ki edebi değil. Evet, ben edebi değilim. Edebiyattan anladıkları buysa ben edebiyat yapmıyorum… Ha edebiyat bir insanın evinde oturup hiç sokağa çıkmadan masaüstünde yazacağı bir şeyse benim edebiyatım o değil. Bakın size net bir şey söylüyorum. Ödülleri Orhan Pamuk’a verirsiniz ama direnişinize Emrah Serbes gelir” diyerek tamamladı.
Dil-Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Tarihi ve Teorisi Anabilim Dalı Bölümü mezunu olan Serbes, 2008’den sonra çok okunan seriye, “Son Hafriyat” adı ile yayımladığı eseri ile devam etti. Yazarın ilk öykü kitabı “Erken kaybedenler” ile birlikte “Hikâyem Paramparça” ve geçen yıl yayımlanan “Deliduman” adlı romanı da özellikle genç kesimin büyük ilgisini topladı.
(Haber: Ferhat FERİK, Yusuf GÜNEŞ – Fotoğraflar: Emre Mert ÖNAL)